11 Mayıs 2010 Salı

Pusular ülkesi


Cumhuriyet, 9 Mayıs 2010


Şu hayatta Deniz Baykal’ın temsil ettiği hiçbir şeyi anladığımı söyleyemem. Ulusalcı olmadığım için değil sadece: CHP onun yönetiminde muhafazakârlaşmış, AKP’nin “reformcu” ve “genç” görünmesine neden olmayı başarmıştır. Yeniliklere direnen, koltuğuna yapışmış, garip ve anlaşılmaz bir politikacıdır Deniz Baykal, benim de nazarımda.

Ama bütün bunlara rağmen, şerefli düelloları hak etmektedir Türkiye’nin bu kırk yıllık siyasetçisi. Adice bir pusuyu değil.

***

Çetin Altan demiştir ki bir yazısında “Türkiye’de duello kültürü yoktur, pusu kültürü vardır.”

Bu memlekette insanın en büyük özlemidir, şöyle delikanlı gibi, asaletle hesaplaşacağı hasımlara sahip olmak. Ama olmaz bir türlü. Siz adamın yüzüne eldivenle vurursunuz, o sizi bir tenhada arkanızdan zımbalayıverir.

Bu toprağın en esaslı çocuklarından Hrant’ı bu yüzden arkasından vurmuşlardır. Sabahattin Ali, bu yüzden kalleşçe vurulup öldürülmüştür. Nâzım Hikmet’i acı dolu bir mahpus yaşamına mahkum edenler, onunla duello edemeyecek zavallılar olmuştur hep.

Deniz Baykal’ın başına gelenler de, işte Çetin Altan’ın bahsettiği o ucuz “pusu” kültürünün uzantısından başka bir şey değil.

***

Şu dünyada Deniz Baykal’ı parti genel başkanlığından istifa ettirecek herhangi bir neden olabileceğini tabii ki sanmıyorum. Kendisi muhtemelen son ana kadar parti genel başkanlığı ve ebedi muhalefet koltuğunda oturmaya devam edecektir. Ayrıca, istifa ederse herhalde daha çok Tayyip Erdoğan üzülecektir, Baykal onun iktidarının teminatlarından biri olduğu için.

Ama koskoca ana muhalefet partisinin genel başkanına böyle bir pusuyu reva görmek, düşmanlarının özsaygıdan ne kadar yoksun olduğunu gösterir. Ancak kendisine saygısı olan, özgüven sahibi kişiler saygı duyabilirler hasımlarına.

İnsanın kaç karatlık olduğu, dostlarından çok düşmanlarına nasıl davrandığına bakarak anlaşılır.

***

“Türkiye’de pusu kültürü vardır” demiştir pirimiz Çetin Altan. Sahiden de hayatımız, haysiyetli hasımlar arayarak geçer. Arayarak ve bulamayarak.

Bu satırların CHP’yi asla anlayamayacak yazarı bile hasrettir, şöyle delikanlıca cenkleşebileceği, silahı fikirler olan birilerine. Ama hep pusular çıkar karşımıza çünkü artık milli sporlarımızdan birine dönüşmüştür, başkalarını bel altından vurmak.

Sonunda öyle bir gün gelir ki, kendinizi Deniz Baykal için samimiyetle üzülürken buluverirsiniz.

3 yorum:

  1. bence ikisinde çok büyük hatası deniz beyin yaptığı etik değildir.bu bir yana video çekenlerde zaten tekin değildir.ayrıca böyle bir davranışın yalnış olduğunu anlayan deniz bey istifa etmiştir.bir sürü kişi var böyle görüntüler çıktı ama onlar istifa etmedi yani yine kişide bitiyor.sizde boşuna birileri deniz baykalı bitirmek istedi,pusu kurdu gibi düşünceelerle kendinizi avutmayın diyorum artık.

    YanıtlaSil
  2. Çok çok güzel yazmışsınız. Ne bir eksik, ne bir fazla... Tabii anlayana. Elinize, zihninize sağlık.

    YanıtlaSil
  3. Deniz Baykal'a üzülemeyeceğim için o kadar mutluyum ki...

    YanıtlaSil