16 Mayıs 2010 Pazar

Aşk olsun Teoman!


Teoman bir röportajında demiş ki: “İstanbul deyince aklıma Beyoğlu geliyor. Dolayısıyla Galatasaray Lisesi’nden mezun. Çok çalışkan değil ama eğlenceli biri. Hafif bıçkın. Kültürlü ama entelektüel değil.”

Yani Teoman, aşk olsun. Beğendin mi abi yaptığını? Şimdi beni ifşa ettin de başın göğe mi erdi?

Ben ki İstanbul olduğumu saklayarak yıllarca Clark Kent gibi yaşamışım... Yedi tepem belli olmasın diye, Dördüncü Murat gibi tebdil gezmişim...

Telefon kulübelerinde giyinip soyunmaktan belim tutulmuş, pelerin taşımaktan ayağıma kara sular inmiş...

Kâh Metropolis taklidi yapmışım, kâh İzmir gibi, Semerkant gibi takılmışım... Şimdi asıl kimliğimi dost düşman öğrendi. Mutlu musun?

***

Şaka bir yana, Galatasaray’ın en iyi devrinde okumadık biz. Mektebin hali şimdiki kadar parlak değildi. Hatta 12 Eylül sonrası marazların arada nüksettiği bir dönemdi.

Yine de orada güzel günler geçirdik.

En azından Çiçek Pasajı’nda rezil olmadan içmeyi, Bab Kafeterya’da kızlara rahatsız etmeden asılmayı, o zamanlar henüz Kieslowski filmleri falan göstermeyen Beyoğlu sinemalarında ilk cinsel bilgilerimizi öğrendik.

Trafiğe açıktı Beyoğlu. Kaldırımda fahişeler çalışırdı. Bunu gören rahmetli annem babama demiş ki: “Ömer... Biz bu çocuğu böyle nereye bıraktık!”

***

Hiçbir zaman çok çalışkan olmadım, evet. Genellikle hayatta kalmak için çaba harcadığımdan, çalışmaya pek halim kalmıyordu.

Haliyle, çift dikiş geçtim bazı sınıfları. Ama pişman değilim: O dikişler o kadar sağlam olmasa şimdiye çakal-çukalın elinde kalmıştım çoktan.

İdare edecek kadar bıçkın olmayı da bir şekilde öğrendik. Kendisini operada da pavyonda da “Fransız” hissetmeyen, garip bir model yarattılar bizden.

***

Kültür meselesine gelince: Yazar olacak kadar kitap devirdik çok şükür. Ama yine de diyemem kendime entelektüel.

Sadece Bernard-Henri Levy gibi konuşamadığım ya da Terry Eagleton gibi yazamadığım için değil. “Entelektüel” olmak için gereken donanımın en az üç kuşakta edinildiğini maalesef bildiğimden.

Yani sadece bizim kültürlü olmamız entelektüel sayılmaya yetmiyor. Dedemiz ve babamız da öyle olacak... Şu durumda babamla ikimiz treni kaçırdık ama oğlum isterse olabilir entelektüel. Sonuçta paşa gönlü bilir.

Ama benim kadar İstanbul olamaz tabii, o ayrı.

3 yorum:

  1. lhasa kadar hızlı bir yavaşlıkta yudumlamalı istanbul'u.İstanbul olunmaz ki eksik kelimeli cümle,İstanbul'a aşık olunur..

    YanıtlaSil
  2. entellektüel olmadığıma göre bu yazıyı okurken aklımdan geçen tek şeyin erik olması hoş karşılanmalı...

    YanıtlaSil
  3. vefa da istanbul. tiyatrocu istanbul.

    YanıtlaSil