28 Temmuz 2010 Çarşamba

Senin altın pencerelerin


Camı aç, eğil yavaşça. Uykulu
duvarlarına sürçsün Eylül yağmuru.
Künyemdeki mutlu prens, ama örtük
bir hüzünle hep, iki büklüm bir
cennet getiriyorumdur sana kursağımda.
Belki sorular sorarız karşılıklı, yorgun
atımın yelesini okşarsın sen, ben bir bir
kapatırım açtığın camları. Bazen umutsuzdur
kavuşmak: Her zaman kazanır, kendini
açmasını öğrenmiş o sürekli yara.

Filibe, 1993

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder